ZEKAT
PROJESİ

MEC Vakfı Zekat ibadetini kolaylaştırıp veren el ile alan el arasında bir köprü olmaktadır. Zekatlarınız ihtiyaç sahiplerine nakdi ve ayni yardım olarak dağıtılmaktadır. Sadakalarınız da tesbit edilen ihtiyaçlara göre en verimli şekilde değerlendirilmektedir. Fitreleriniz de bu yöntemle ihtiyaç sahiplerinde ulaştırılmaktadır.
photo5992591542977672479

ARITAN VE ARTIRAN İBADET: ZEKÂT

Allah Teâlâ, dünyayı imtihan yeri kılmış ve insanları çeşitli denemelere tabi tutmuştur. Hikmeti gereği insanları farklı konumlarda yaratmış ve dünya düzeninin dengede kalmasını sağlamıştır. Kimine zenginlik kimine fakirlik vermiştir. Kimine hastalık verirken kimine sağlık vermiş, kimine evlat ihsan etmiş, kimini de evlattan mahrum kılmıştır. Veren de O’dur, alan da… İnsan neye maliktir ki? İnsanın refah ve zenginlik içinde olması, muhtaç olanlara karşı bir üstünlük vesilesi olarak görülmemelidir. Zira Allah katında görünüşün bir değeri yok. Allah’ın dışında her şey fakirdir ve O’na muhtaçtır; tek zengin Allah’tır. Kulların zenginliği mecazidir. Unutulmamalı ki asıl zenginlik, takva zenginliğidir. İslam’da bütün ibadetlerde olduğu gibi zekat ibadetinde de Allah’a kulluk yönünün yaninda Allah’ın yarattıklarına şefkat ve merhamet yönü vardır ki zekat, bu bölümün en önemli ibadet biçimlerindendir. Allahü Teala bir kuluna mal ve zenginlik vererek, o kuluna aynı zamanda bir görev de vermiş oluyor. Bu görev Allah’ın kendisine verdiklerinden, kendisine vermediklerine harcamak görevidir. İşte mal sahibinin imtihanı burada başlamaktadır. Muhtaç kimsenin imtihanı ise yokluk ve mahrumiyetlere sabır imtihanıdır. Allah İnsanlar arasında bağlar kurmak için çeşitli vesileler kılmıştır. Bu vesilelerden biri de zenginin ihtiyaç sahiplerine uzattığı yardım elidir. Bu bağa İslam dininde zekât denmiştir.
Zekat İslam’ın köprüsüdür. Zekatla veren el ile alan el arasında birbirini incitmeyen, men ve eza ile başa kakılmayan köprü kurulacaktır. İnfak ederek bu köprüden geçen zengin, hırslarından, mal toplama sevgisinden, bencillikten, merhametsizlikten, cimrilikten, kalp katılığından, başkalarına tepeden bakma duygusundan ve daha pek çok görünmez kirden arınmaktadır. Zengini bu arıtma süzgecinden geçiren zekat ve infak ibadeti, köprünün diğer tarafındaki fakiri de arındırmaktadır: Toplumların temeline dinamit koyan haset, kıskançlık, düşmanlık, buğz bu görünmez kirlerden sadece birkaçıdır. Bu kirler son tahlilde mala ve cana kasteden suçlara kadar insanları sürükleyebilmekte; toplumsal huzur ve ahengi berhava etmektedir. Evet, infak ve zekat, bir sevgi ve merhamet toplumu inşa etmektedir. Zekat, malı ve nefsi arındıran bir ibadettir, bir iman eylemidir, zorunlu bir sadakadır. Her bir sadaka ise Peygamber diliyle kişinin imanına bir delildir; imanını tasdik eder ve kişiyi sadık kul eyler. Zekat: “Allah’in verdiğinden verilen bir vergi”dir. Zekat, Allah’tan alınıp yine Allah’a verilen bir ‘borç’tur. Bu anlamda bir karz-ı hasendir Zekat insanı olgunluğa ve erdeme ulaştırır. Allah şöyle buyurur: “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) sadaka vermedikçe asla ‘iyi’ye (hayra, takvâya, Allah’ın rızasına) erişemezsiniz. Her ne sarfederseniz, şüphesiz Allah onu hakkıyla bilen (ve onun mükâfatını veren)dir.”[1]

[1] Ali İmran 3/92 Feyzu’l Furkan Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali.

Zekat sağduyulu bir ibadettir. Dolayısıyla zekat, özellikle şu bencilleşme, bireyselleşme ve dünyevileşmenin alabildiğine kasıp kavurduğu günümüz ortamında zor durumda olan insanlara onları unutmayan kardeşleri olduğunu hatırlatacaktır. Bir müslüman, din kardeşinin ihtiyaç içinde kıvranması onu ilgilendirmiyorsa bu durum bedbahtlıktan başka bir şey değildir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “İnsanlara şefkatli ve merhametli davranmak, ancak bedbaht kişilerden kalkar.”[2]

Zekat, servet sahibi kişinin gözünde mal putunu kıran bir infak hareketidir.

Zekat, malı temizlemekte ve temizlenen malın da bereketini artırmaktadır.

Zekat, malın sadece zenginler arasında dolaşmasını engellemekte ve toplumda bir denge oluşturmaktadır.

Zekat kişiyi maddeye tapınmaktan alıkoyar, hırs zincirini kırar, kalbin katılaşmasını önler. Allah’a bir şükür nişanesidir. Fani olan dünya malını ahiret sermayesi ile değiştirmeye vesile olur. Bundan daha karlı ve akılcı bir yatırım olabilir mi? Zekat veren mal esaretinden kurtulur. Zekat malı bereketlendirir ve çoğaltır, zenginin şahsiyetini geliştirir.

Zekat, fakiri çalışmaya sevkeder, fakirin toplumda saygınlığını artırır, kıskançlık duygularını köreltir.

Zekat bir yönüyle de adeta sosyal güvenliği sağlayan sigorta işlevi icra eder. Toplumda orta sınıf oluşturmaya çalışır. Zekat paranın stok edilmesini önlemeye çalışan bir unsurdur.

Tüm bu yönleriyle zekat, fakiriyle, zenginiyle toplumu birbirine sımsıkı kenetlenmiş ‘bünyan-ı mersus’ halinde kaynaştırmakta; malı, canı ve insanı arındırmakta; arındırarak, insanları birbirine, kulları Allah’a yakınlaştıran bir ibadet olarak çok büyük önem ve işlev yüklenmektedir.

İslam bu haliyle de bir arıtma ve arınma dinidir. O halde haydi arınmaya ve arıtmaya…

[2] Tirmizi, Birr 16